25 Haziran 2008 Çarşamba

TEK TAVSİYE, TEK VASİYET

TEK TAVSİYE, TEK VASİYET

Hz. ibrahim'in dini haniflik değil müslümanlıktır. Haniflik dini diye bir din yoktur. Haniflik İslamüstü bir din, İslam'dan ayrı bir din değil müslümanlık içinde mutlaka varolması gereken bir özelliktir. İslam dini Monoteist=Tektanrıcı formatta olan bir dindir. Allah'ı birlemek, Tek ilaha iman etmek İslam dininin olmazsa olmaz özelliğidir, gerçek müslüman olabilmenin ilk şartıdır.

Haniflik İslam Dini gibi başlıbaşına bir din değil bir yoldur, bir formattır. Pekala ayetlere baktığımızda "İbrahim'in Dini haniflik" şeklinde geçmiyor mu? Hayır geçmiyor. "İbrahim'in Milleti" şeklinde geçiyor. 'Hanif İbrahim Milleti' yada. Bazı insanlar ayetlerin mealini yazarken neden acaba millet yerine din yazıyor? Hani kelimenin aslını yazmak esastı??? Mesele işi bir yere vardırmak olmasın sakın.

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." (Enam Suresi 161)

De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." (Ali İmran Suresi 95)

Millet kelimesine genelde 'din' anlamı da verilmiş. Ama orada din yazmıyor, millet yazıyor. Aslında 'din' anlamı verilmesinin de bir sakıncası yok çünkü din kelimesinin bir anlamı da yol, yöntem,tarzdır. Ayrıca bir din, İslam üstü bir din diye anlamayacaksan tarz,tavır olarak anlayacaksan bu da uygun.

Sözün özü Haniflik bir tarzdır, duruştur ve İlahi Dinlerde varolan/varolması gereken bir formattır. İslam dininin farklı zaman dilimlerindeki tüm versiyonları için ortak değer Hanifliktir. Bu yüzden Ehli Kitap bu ortak değere bu ortak söze davet ediliyor.

Hz. ibrahim'in Milleti de Tüm Peygamberlerin Milleti de İslam'dır. Bu gerçek Enbiya Suresi 92. ayette şöyle bildirilmektedir:

İşte bu, İslam ümmeti/milleti bir tek ümmet/millet olarak sizin milletinizdir. Rabbiniz de yalnız Benim; onun için hep Bana kulluk edin! (Enbiya 92)

Bu ayet sizi şu ayete götürür:

Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?! (Fussilet 33)

Bu da gösterir ki tek bir Millet var; islam Milleti. İslam Milletinin dini olan müslümanlıktır ve ben müslümanım diyerek kendisini nitelendiren insan en güzel sözü söylemiş olur.

Haniflik kimin tekelinde?

Hanifliğin sadece bir grubun tekelinde olduğunu iddia etmek aklını/beynini peynir ekmekle yemeye eşdeğer. Bu arkadaşlar daha Hanifliğin ne olduğunu bile BİLMİYORLAR. Hanifliğe giriş çıkış şartları nedir, BİHABERLER. Varsa yoksa Grup Taassubu=Haniflik anlayışı.

Haniflik sadece bir grubun tekelinde asla değildir. Bunu bırakın müslümanların tekelinde bile değildir. Allah'ı bir ve tek kabul eden her insan haniftir. Zira Hanif olabilmek için yegane şart Allah'a ortak koşmamaktır. Kuşku yokki bunun yol ve yöntemini de bozulmayan tek kitap olan Kur'an bize bildirmektedir. Bir ayette Rabbimiz Kitap Ehline bizim şu çağrıyı yapmamızı istiyor:

De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek bir kelimeye gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız." (Ali İmran Suresi, 64)

Haniflik ve ortak ata Hz. İbrahimle ilgili ayetleri bir bütün olarak incelediğimizde burada aslında hanifliğin geniş bir tanımının yapıldığını görürüz.

Ortak Kelime=Haniflik=Allah'tan başkasına kulluk etmemek, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamak ve Allah'ı bırakıp bir kısmımızın bir kısmımızı Rabler edinmemesi.

Bu ayetler eşliğinde, benim vardığım neticeye göre Ehli Kitap bile bu noktaya geldiğinde hanif oluyor. Hanif olmak onları kurtarıyor mu? Ahirete iman ve salih amelle evet. Bu konu şu ayetlerde işlenmektedir:

Şu bir gerçek ki, iman edenlerden, Yahudilerden, Hıristiyanlardan, Sâbiîlerden Allah'a ve âhiret gününe inanıp barışa ve hayra yönelik iş yapanların, Rableri katında kendilerine has ödülleri olacaktir. Korku yoktur onlar için, tasalanmayacaklardır onlar. (Bakara Suresi 62)(Maide Suresi 69)

Fakat İbrahim'in(selam olsun) tarzında, yolunda şirk asla yoktur. Ehli Kitabın doğruyu bulması için Hz. İbrahim gibi şirksiz bir imana tabi olma şartı vardır:

"Yahudi yahut Hiristiyan olun ki dogruya kilavuzlanasiniz." dediler. De ki: "Hayir, öyle degil. Sirk ve yozlasmadan uzak bir biçimde, Ibrahim milletinden olalim. O, sirke bulasanlardan degildi." (Bakara 135)

Hz. İbrahim'in tek tavsiyesi var, tek vasiyeti var: Müslüman olmak.

Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar)" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! (HAC SURESİ / 78)

Öz benligini beyinsizliğe itenden baska kim, Ibrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmistik. Ve o, âhirette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktir elbette...
Rabbi ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabbi'ne!"
İbrahim de oğullarina şunu vasiyet etti, Yakub da: "Ogullarim! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin."
(Bakara 130-132)

Allah katında tek din var, Allah'ın makbul saydığı tek din var: İSLAM DİNİ

...Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim...(Maide 3)

Doğrusu Allah katında din, İslam'dır/barış ve esenlik için Allah'a teslim olmaktır.Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından sapma/yalancılık/ zulüm/ kibir/zinakârlık yüzünden ihtilafa düştü. Kim Allah'ın ayetlerine nankörlük ederse, Allah, hesabı çabucak görecektir. (Ali İmran 19)

Her kim İslam'dan başka bir din ararsa asla kabul edilmez ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olur. (Ali İmran 85)

Allah, her kimi doğru yola erdirmek isterse, onun gönlünü İslama açar. Her kimi de sapıklığa bırakmak isterse onun kalbini daraltır, öyle sıkıştırır ki, sanırsın öfkesinden göğe çıkacak. Allah imana gelmeyenleri o murdarlık içinde hep böyle bırakır. (En'am 125)

Bu İslamiyet doğrudan doğruya Rabbinin yoludur. Gerçekten aklını başına alacak bir kavme ayetleri ayrıntılarıyla açıkladık.(En'am 126)

İşte bu, İslam milleti bir tek millet olarak sizin milletinizdir. Rabbiniz de yalnız Benim; onun için hep Bana kulluk edin! (Enbiya 92)

Demek ki, Allah kimin bağrını İslama açmış ise işte o, Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? O halde vay kalpleri, Allah'ın zikrinden (boş kalıp) kaskatı olanlara. Onlar, açık bir sapıklık içindedirler. (Zümer 22)

Haniflik islam üstü bir din idi değil mi???

Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim vardır?!

Ben müslümanlardanım demekten daha güzel bir söz yoktur.

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/hanifliknedir/tekel.html

KUR'ANDA HANİFLİK KAVRAMI

KUR'ANDA HANİFLİK KAVRAMI

"Yahudi yahut Hıristiyan olun ki dogruya kılavuzlanasınız." dediler. De ki: "Hayır, öyle değil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, İbrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan degildi." (BAKARA SURESİ / 135)

İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi. (AL-İ İMRAN SURESİ / 67)

De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." (AL-İ İMRAN SURESİ / 95)

Güzel düşünüp/güzellikler sergileyerek ve özü-sözü doğru bir halde İbrahim'in milletine uyarak yüzünü Allah'a teslim edenden daha güzel dinli kim olabilir! Allah İbrahim'i dost edinmişti. (NİSA SURESİ / 125)

"Gerçek şu ki, ben bir (hanif)muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim." (EN'AM SURESİ / 79)

De ki: "Rabbim gerçekten beni doğru yola iletti, dimdik duran bir dine, İbrahim'in hanif (muvahhid) milletine/dinine... O, müşriklerden değildi." (EN'AM SURESİ / 161)

Ve: "Bir muvahhid (hanif) olarak yüzünü dine doğru yönelt ve sakın müşriklerden olma," (YUNUS SURESİ / 105)

Gerçek şu ki, İbrahim (tek başına) bir ümmetti; Allah'a gönülden yönelip itaat eden bir (hanif) muvahhiddi ve o müşriklerden değildi. (NAHL SURESİ / 120)

Sonra sana vahyettik: "Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in milletine uy. O, müşriklerden değildi." (NAHL SURESİ / 123)

Allah'ı birleyen (Hanif)ler olarak, O'na ortak koşmaksızın. Kim Allah'a ortak koşarsa, sanki o gökten düşmüş de onu bir kuş kapıvermiş veya rüzgar onu ıssız bir yere sürükleyip atmış gibidir. (HAC SURESİ / 31)

Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiç bir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler. (RUM SURESİ / 30)

Oysa onlar, dini yalnızca O'na halis kılan hanifler (Allah'ı birleyenler) olarak sadece Allah'a kulluk etmek, namazı dosdoğru kılmak ve zekatı vermekten başkasıyla emrolunmadılar. İşte en doğru (dimdik ve sapasağlam) din budur. (BEYYİNE SURESİ / 5 )

NOT: Kur'anda 'millet' kavramı aynı zamanda 'din=yol=tarz=usul' anlamında da kullanılmıştır. Linkten ayetleri inceleyebilirsiniz: www.kurandaara.com/ara.php?meal=03&keyword=millet&sure_no=

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/hanifliknedir/kurhaniflik.html

http://www.kuranfihristi.net

HZ. İBRAHİM'İN HANİFLİK TARİFİ

HZ. İBRAHİM'İN HANİFLİK TARİFİ

Hanif olan Hz. İbrahim, haliyle insanlara Hanifliği tebliğ etmiştir. Hz. İbrahim’in çevresine yapmış olduğu tebliğden hanifliğin ne olduğunu bulalım. Hanifliği Hz. İbrahim’in ağzından öğrenelim. Bakalım O haniflik adına milletine neler söylemiş. Hz. İbrahim’in haniflik tarifine laf söyleyecek birisi varsa çıksın söylesin. Bazıları Hz. İbrahim’in haniflik yorumunu bile beğenmeyecek.

Hz. İbrahim'in Babasına Yaptığı Haniflik Tebliği

Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum." (Enam Suresi, 74)

Hani babasına demişti: "Babacığım, işitmeyen, görmeyen ve seni herhangi bir şeyden bağımsızlaştırmayan şeylere niye tapıyorsun? "Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım." (Meryem Suresi, 42-43)

(Babası) Demişti ki: "İbrahim, sen benim ilahlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer bir son vermeyecek olursan, andolsun, seni taşa tutarım; uzun bir süre benden uzaklaş, git."

(İbrahim:) "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi. "Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum. Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım." (Meryem Suresi, 44-48)

Hz. İbrahim'in Kavmine Yaptığı Haniflik Tebliği

Kavmi onunla çekişip-tartışmaya girdi. Dedi ki: "O beni doğru yola erdirmişken, siz benimle Allah konusunda çekişip-tartışmaya mı girişiyorsunuz? Sizin O'na şirk koştuklarınızdan ben korkmuyorum, ancak Allah'ın benim hakkımda bir şey dilemesi başka. Rabbim, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır. Yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz? Hem siz, O'nun haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaktan korkmazken, ben nasıl sizin şirk koştuklarınızdan korkarım? Şu halde 'güvenlik içinde olmak bakımından' iki taraftan hangisi daha hak sahibidir? Eğer bilebilirseniz." (Enam Suresi, 74-81)

Andolsun, bundan önce İbrahim'e rüşdünü vermiştik ve biz onu (doğruyu seçme yeteneğinde olduğunu) bilenlerdik. Hani babasına ve kavmine demişti ki: "Sizin, karşılarında bel büküp eğilmekte olduğunuz bu temsili heykeller nedir? "Biz atalarımızı bunlara tapıyor bulduk" dediler. Dedi ki: "Andolsun, siz ve atalarınız apaçık bir sapıklık içindesiniz." 'Sen bize gerçeği mi getirdin, yoksa (bizimle) oyun oynayanlardan mısın?" "Hayır" dedi. "Sizin Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir, onları kendisi yaratmıştır ve ben de buna şehadet edenlerdenim."

Onlara İbrahim'in haberini de aktar-oku: Hani, babasına ve kavmine: "Siz neye kulluk ediyorsunuz?" demişti. Demişlerdi ki: "Putlara tapıyoruz, bunun için sürekli onların önünde bel büküp eğiliyoruz." Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?" "Ya da size bir yararları veya zararları dokunuyor mu?" "Hayır" dediler. "Biz atalarımızı böyle yaparlarken bulduk." (İbrahim) Dedi ki: "Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü?" "Hem siz, hem de eski atalarınız?" "İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç. (ŞUARA SURESİ / 69-77)

İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." (ANKEBUT SURESİ / 16)

Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır. (İbrahim) Dedi ki: "Siz gerçekten, Allah'ı bırakıp dünya hayatında aranızda bir sevgi-bağı olarak putları (ilahlar) edindiniz. Sonra kıyamet günü, kiminiz kiminizi inkar edip-tanımayacak ve kiminiz kiminize lanet edeceksiniz. Sizin barınma yeriniz ateştir ve hiç bir yardımcınız yoktur." (ANKEBUT SURESİ / 24-25)

Hani İbrahim babasına ve kendi kavmine demişti ki: "Şüphesiz ben, sizin taptıklarınızdan uzağım." "(Ancak) Beni yaratan başka. İşte O beni hidayete yöneltip-iletecektir." (ZUHRUF SURESİ / 26-27)

İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır. Hani kendi kavimlerine demişlerdi ki: "Biz, sizlerden ve Allah'ın dışında taptıklarınızdan gerçekten uzağız. Sizi (artık) tanımayıp-inkar ettik. Sizinle aramızda, siz Allah'a bir olarak iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve bir kin baş göstermiştir." Ancak İbrahim'in babasına: "Sana bağışlanma dileyeceğim, ama Allah'tan gelecek herhangi bir şeye karşı senin için gücüm yetmez." demesi hariç. "Ey Rabbimiz, biz sana tevekkül ettik ve 'içten sana yöneldik.' Dönüş sanadır." (MÜMTEHİNE SURESİ / 4)

... Sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz? (Enbiya Suresi, 66)

Hanif olan Hz. İbrahim'in Allah’a Duası:

Hani İbrahim şöyle demişti: "Bu şehri güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara kulluk etmekten uzak tut." "Rabbim, gerçekten onlar insanlardan birçoğunu şaşırtıp-saptırdı. Bundan böyle kim bana uyarsa, artık o bendendir, kim bana isyan ederse elbette Sen, bağışlayansın, esirgeyensin."

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/hanifliknedir/tarifi.html

Hz Muhammed Hanif mi?

Hz. İBRAHİM VE Hz. MUHAMMED AYNI YOLA İLETİLDİLER

Hz. Muhammed Hanif mi? Aynı soruyu şöyle de sorabiliriz; (Haşa) Hz. Muhammed müşrik mi? Bu sorunun gönlünüzü ve vicdanınızı ileri düzeyde tırmaladığının farkındayım. Paganizmden uzak Tektanrıcı bir formatta olan İslam Dininin seçilmiş elçisinin Allah'ın Birliğini-Tekliğini kabul etmemiş/ edememiş olması asla düşünülemez. Fakat birilerinin iddiasına göre Hz. İbrahim'den sonra hiçkimse hanif olamamış. İddia sahipleri, kendilerini hanifler olarak tanımlarken, Hz. Muhammed'in hanif olaMAdığını iddia ediyorlar. Hatta O'nun hanif olabilmesi için Allah'ın dua ettiğini(?), meleklerin dua ettiğini ve bizlerinde dua etmemiz gerektiğini belirterek saçmalamanın zirvesine çıkıyorlar. Hem öldükten sonra hanif olmak kimin neyine yaracaksa...

Haniflik bu işin kapısıdır. "Haniflik" isimli kapıdan girmeden din/diyanet alanına girmiş olmazsınız.

Hanif olmadan ne müslüman olabilirsiniz, ne de mümin. Bunun da ötesinde hanif olmayan adamdan ASLA peygamber falan olmaz. "Tanrı var" ve "bu var olan Tanrı tek'tir " demeyen adamın dinle diyanetle ilişkisi yoktur. Temel bu, ilk şart bu. Önce hanif olursun, sonra müslüman, sonra mümin.

Hanif olduktan sonra müslümanlık dairesi içindeyken bilerek yada bilmeyerek şirk içine düşebilirsin yani haniflikten sapma gösterebilirsin. Haniflikteki hedef "sıfır şirktir". Amaç bu ideal noktayı yakalamaktır.

Sonra bunların hepsinden sonra hayra çağırırsın, doğruluk ve güzelliği belirleneni emredersin, kötülük ve çirkinliği belirlenenden alıkoyarsın.

BU YOLA HANİF OLMAKLA ADIM ATILIR.

Şimdi Ayetleri beraberce inceleyelim.

(Enam Suresinin bu kısmındaki iki ayette anlatılan kişi Hz. ibrahim) "Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben." Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. O dedi ki: "Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola O İLETTİ (İLETME=HİDAYET). O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz.Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız?" (Enam Suresi 79-80)

(Bu ayette ise özne Hz. Muhammed) De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim İLETMİŞTİR(İLETME=HİDAYET). Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." (Enam Suresi 161)

Bir başka ayette de Rabbimiz şöyle buyuruyor:

'Allah'ın kılavuzluk ettiğini (KELİME YİNE HİDAYET) ise saptıran olamaz. Allah Aziz ve intikam alıcı değil mi?' (Zümer Suresi 37)

Ayetlerde görüldüğü gibi Allah nasıl Hz. İbrahimi şirksiz bir imana, dosdoğru olan yola yani hanifliğe iletmişse Hz. Muhammed'i de aynı dosdoğru yola yani hanifliğe iletmiştir. Hz. İbrahim konusunda kullanılan hidayet kelimesi Hz. Muhammed sözkonusu olduğunda da kullanılıyor. Allah’ın hidayet ettiğini de saptıracak kimse yoktur. Ve Hz. İbrahim'e en yakın olanların da Hz. Muhammed ve yoluna tabi olanlar olduğunu ilan edilmiştir.

Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. (Ali İmran Suresi 68)

Ayrıca Allah Yasin Suresinde Sevgili Peygamberimizin Dosdoğru bir yolda olduğunu, kendi indirdiği mesaj üzerine olduğunu tekrar vurgulamaktadır. Dosdoğru olan yolu ise üstteki ayetlerde Haniflik=Allah'ı bir ve tek kabul etme olarak tariflemektedir.

YASİN SURESİ

1. Yâ, Sîn.

2. Yemin olsun o hikmetlerle dolu Kur'an'a ki,

3. Hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin;

4. Dosdoğru bir yol üzerindesin.

5. Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/hanifliknedir/iletilme.html

HZ. İBRAHİM HANİF MÜSLÜMANDI
Putperestlerden oluşan ve ataları da putlara tapan bir kavmin içerisinde yetişen Hz. İbrahim, onlarla birlikte büyümüş, onların eğitimini almıştır. Ancak kavmi sapkın ve batıl bir yaşam sürerken o, kavminin diğer fertlerinden çok farklı bir karakter ve çok üstün bir ahlak göstermiş, Yüce Allah'a imanıyla kavminden kopup ayrılmıştır.

Tarih boyunca Yahudiler, Rabbimiz’in "Gerçek şu ki, İbrahim tek başına bir ümmetti..." (Nahl Suresi, 120) şeklinde övdüğü Hz. İbrahim’i tüm Yahudilerin peygamberi olarak kabul etmiş ve kendilerinin Hz. İbrahim'in yolunu izlediklerini ileri sürmüşlerdir. Hıristiyanlar ise, Hz. İbrahim'in Yahudilerin peygamberi olduğunu kabul etmelerine rağmen, onun kendisinden daha sonra gelecek olan Hz. İsa'ya tabi olduğunu iddia ederek Yahudilerden ayrılmışlardır.


Oysa gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri yaratan Yüce Rabbimiz, bir öğüt verici ve hidayet rehberi olarak indirdiği Kuran’da, tüm bu sapkın iddiaların yanlışlığını şu şekilde bildirmektedir:
Yoksa siz, gerçekten İbrahim'in, İsmail'in, İshak'ın, Yakub'un ve torunlarının Yahudi veya Hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: "Siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa Allah mı? Allah'tan kendisinde olan bir şehadeti gizleyenden daha zalim olan kimdir? Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir."
(Bakara Suresi, 140)

Tek Doğru Kaynak: Kuran-ı Kerim

Hz. İbrahim hakkında en doğru bilgiyi öğreten kaynak Kuran'dır; çünkü Kuran, Yüce Allah'ın tahrif edilmemiş olan tek kitabıdır. İnsanlar yol göstericileri olan Kuran yerine başka kaynakları rehber edindiklerinde büyük bir yanılgıya düşerler. Kuran'da detaylı olarak açıklanan bir konuyu göz ardı edenler, kendi zanları ve inançları doğrultusunda konulara açıklama getirmekten çekinmezler. Halbuki iman edenler, her konuda olduğu gibi, peygamberler ve soyları hakkında bir yorum yaparken de Kuran ayetlerini esas alırlar. İnsanlara doğru olmayan bilgileri öğretmeye çalışmanın, özellikle de peygamberler hakkında zan ve tahminde bulunup çekişmenin Allah'ın beğenmediği bir ahlak olduğunu bilirler.


Yüce Allah, Hz. İbrahim'in Hıristiyan mı, Yahudi mi olduğunun tartışılmasının akılsızca bir davranış olduğunu Kuran’da şu şekilde bildirmektedir:

Ey Kitap Ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Yine de akıl erdirmeyecek misiniz? İşte sizler böylesiniz; hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir,sizler bilmezsiniz.
(Al-i İmran Suresi, 65-66)

Hz. İbrahim Hanif Müslümandı

Sonsuz ilim sahibi Rabbimiz, Hz. İbrahim’in tarih boyunca iddia edilenin aksine Yahudi ya da Hıristiyan olmadığını, Müslüman olduğunu bir ayette şu şekilde bildirmektedir:
İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir Müslümandı, müşriklerden de değildi.
(Al-i İmran Suresi, 67)


Kuran'da Hz. İbrahim'in Yahudi veya Hıristiyan olmadığı, "hanif" bir dine mensup olduğu kesin olarak ifade edilmektedir. "Hanif" kelimesinin bir anlamı da, "Allah'ın emrine teslim olup, Allah'ın dininden hiçbir konuda yüz çevirmeyen, ihlaslı kişi" demektir. Hz. İbrahim'in "hanif" olarak vurgulanan özelliği, Allah'a bir ve tek olarak iman etmesi ve teslim olmasıdır.


Başka bir ayette ise Rabbimiz, Hz. Muhammed (sav)'e, Hz. İbrahim'in dinine uymasını emretmektedir:
Sonra sana vahyettik: "Hanif (muvahhid) olan İbrahim'in dinine uy. O, müşriklerden değildi.
(Nahl Suresi, 123)


Yüce Allah, Kuran’da insanlardan hanif (Allah'ı birleyen) olarak dine yönelmelerini istemektedir. İnsanın fıtratının hanif olmaya ve Rabbimiz’e hiçbir şeyi ortak koşmamaya uygun olduğunu Yüce Allah, açık bir şekilde vurgulamaktadır:
Öyleyse sen yüzünü Allah'ı birleyen (bir hanif) olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışı için hiçbir değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
(Rum Suresi, 30)


Ayrıca birçok ayetten de anlaşıldığı üzere, "hanif" kelimesi ile ifade edilen Hz. İbrahim'in dini, özünde İslam ile aynıdır. Zaten bütün hak dinler, bozulmamış halleriyle temelde bir ve tek İlah olan Allah'ın rızasını, rahmetini ve cennetini kazanmak üzerine kuruludur. Bu hak din, Hz. İbrahim'den sonra oğulları, torunları ve onun soyundan gelen diğer salih insanlar tarafından ayakta tutulmuştur. Örneğin Kuran'da, Hz. Yusuf'un hapishane arkadaşlarıyla yaptığı konuşmaya dikkat çekilmektedir. Hz. Yusuf konuşurken kendisinin, ataları Hz. İbrahim ve onun neslinin dinine uyduğunu şöyle ifade etmektedir:
Atalarım İbrahim'in, İshak'ın ve Yakub'un dinine uydum. Allah'a hiçbir şeyle şirk koşmamız bizim için olacak şey değil. Bu, bize ve insanlara Allah'ın lütuf ve ihsanındandır, ancak insanların çoğu şükretmezler.
(Yusuf Suresi, 38)


"Hanif" olan insanların, yani Müslümanların ortak özellikleri, Allah'a eşler koşmadan sadece O'nun şanını yüceltmektir. Peygamberlerin ana görevlerinden biri ise, insanları şirkten ve din ahlakına karşı olan her türlü uygulamadan kurtarıp asıl dini yaşamaya davet etmektir.


... O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel Mevla ve ne güzel yardımcı.
(Hac Suresi, 78)


Yukarıdaki ayette belirtildiği üzere, Hz. İbrahim gibi bir ve tek İlah olan Allah'a yönelen ve dini tam anlamıyla yaşayan insanlar Kuran'da "Müslümanlar" olarak isimlendirilmektedir. "Müslüman" kelimesi, Arapçadaki "selam" kelimesinden türemiştir ve "selamete kavuşan" veya "teslim olan" anlamlarına gelmektedir. Müslümanlığın özü, Allah'a teslim olmak ve bu teslimiyetin verdiği selameti (güvenlik ve huzuru) yaşamaktır.Allah'ın insanlara birer hidayet önderi olarak gönderdiği peygamberler de Rabbimiz’e olan teslimiyetleri, gönülden bağlılıkları ve tevekkülleriyle bizlere örnektirler. Onlar her işlerinde Rabbimiz’e yönelen, O'na sığınan, sadece O'nu dost edinen ve O'ndan yardım isteyen teslimiyetli kimselerdir. Bu nedenle de Kuran'da her biri "Müslüman" olarak isimlendirilmektedir.


Örneğin Allah Hz. Nuh'a insanlara, "... Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum."
(Yunus Suresi, 72) şeklinde söylemesini vahyetmiştir. Yunus Suresi'nde Hz. Musa'nın kavmine "... Ey kavmim, eğer siz Allah'a iman edip Müslüman olmuşsanız, artık yalnızca O'na tevekkül edin." (Yunus Suresi, 84) şeklinde hitap ettiği bildirilmektedir. Ve yine başka bir ayette Hz. Süleyman'ın Sebe halkına "...Bana karşı büyüklük göstermeyin ve bana Müslüman olarak gelin..." (Neml Suresi, 31) diye seslendiği bildirilmektedir. Maide Suresi'nde ise Allah havarilere şu şekilde vahyetmiştir: Hani havarilere: "Bana ve elçime iman edin" diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: "İman ettik, gerçekten Müslümanlar olduğumuza Sen de şahid ol" demişlerdi. (Maide Suresi, 111)


Yukarıdaki ayetlerde de görüldüğü gibi, salih müminler Allah'a teslim olan, katıksız şekilde din ahlakını yaşayan, ihlas sahibi kimselerdir. Yüce Allah bu insanları "Müslüman" ismiyle şereflendirmiştir.


Hz. Yusuf'un duası ise bizlere bu konuda çok güzel bir örnektir. Alemlerin Rabbi Yüce Allah, bu duayı Kuran’da şu şekilde bildirmektedir:
"... Göklerin ve yerin Yaratıcısı, dünyada ve ahirette benim velim Sensin. Müslüman olarak benim hayatıma son ver ve beni salihlerin arasına kat." (Yusuf Suresi, 101)

Hz. İbrahim’in Samimi İmanı Tüm İnsanlığa Örnektir

Hz. İbrahim'in Allah'a olan coşkulu imanı, derin sevgisi, Rabbimiz’in bütün emirlerine gönülden boyun eğişi, itaati ve üstün ahlakı Kuran'da birçok kez vurgulanmaktadır. Bu ayetlerden biri şu şekildedir:
"Rabbimiz, ikimizi Sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan Sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin."
(Bakara Suresi, 128)


Her Müslüman, Hz. İbrahim'in gösterdiği güzel ahlakı, Allah'a imanındaki samimiyeti, Allah'a olan teslimiyetindeki ve itaatindeki derinliği örnek almalıdır. Hz. İbrahim'in tebliğ yaparken gösterdiği dirayet ve kararlılık da, kuşkusuz ki örnek alınması gereken önemli özelliklerdendir.


Ayetlerde de vurgulandığı gibi, Allah Hz. İbrahim'i tüm insanlara örnek kılmıştır. Ayetlerde Hz. İbrahim gibi diğer peygamberler de Yüce Allah'a teslim olmuş, hanif Müslümanlar olarak anılmaktadırlar. Bu dinlerin hepsi, temeli Hz. İbrahim'in dinine dayanan hak dinlerdir. Hıristiyanlık ve Yahudilik zaman içinde tahrif olmuş, Allah'ın vahyettiği zamanki hallerinden uzaklaşmışlardır. Ancak ilk vahyedildikleri dönemde hepsi, Allah'ı birleyen, şirki en büyük günah olarak kabul eden, sadece Allah'ın rızası için yaşamayı öğütleyen hak dinlerdir.


Bugün hem Yahudilerin hem de Hıristiyanların Hz. İbrahim'e gösterdikleri saygı ve sevgi ise onları İslam ile ortak bir zeminde buluşturan önemli değerlerden biridir. Her üç İlahi dinin mensupları da, Hz. İbrahim'in insanlara gösterdiği şekilde Allah'a inanmakta ve O'na kulluk etmeyi hedeflemektedirler. Bu nedenle Hz. İbrahim ve onun hanif dini, Müslümanlar ile Kitap Ehli arasında ortak bir kelimedir. (Ancak Hıristiyanların ve Yahudilerin Hz.İbrahim'in dinini bazı yönlerden yanlış yorumladıklarını göz önünde bulundurmak gerekmektedir.) Bir Kuran ayetinde Müslümanların Kitap Ehli'ni bu ortak kelimeye davet etmeleri gerektiği şu şekilde bildirilmektedir:


De ki: "Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda müşterek (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim." Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: "Şahid olun, biz gerçekten Müslümanlarız." (Al-i İmran Suresi, 64)

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/hanifliknedir/hzibrahim.html

Bu yazı http:// www.arastirma.org adresinden alınmıştır.

Haniflik Nedir?

-Haniflik Allah'a ortak koşmamak, Müşrik olmamaktır.

"Şu da emredildi: "Yüzünü, bir hanîf olarak dine çevir. Sakın müşriklerden olma!" (Yunus Suresi 105)

''Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben." (Enam Suresi 79)

De ki: "Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. Müşriklerden değildi o." (Enam Suresi 161)

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlı başına bir ümmet idi; bir hanîf olarak Allah'ın önünde eğiliyordu, müşriklerden değildi. (Nahl Suresi 123)

İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece hanîf bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi. (Ali İmran Suresi 67)

De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o." (Ali İmran Suresi 95)

Allah'a ortak koşmadan, hanîfler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir. (Hac Suresi 31)

Ayetlerden anlaşıldığı gibi Hanif kelimesi müşrik kelimesinin zıddı olarak kullanılmıştır. İnsan ya müşriktir ya Hanif.

Allah'ın elçilerinin tümü Haniftirler

Allah'ın seçtiği elçilerin kendilerine vahiy geldikten sonra O'na ortak koşmaları mümkün değildir. Dolayısıyla Peygamberliğin birinci şartı, Resullüğün en temel özelliği Hanifliktir. Dolayısıyla tüm Resuller Haniftir. Bu mutlak bir zorunluluktur. İnsanları da şirksiz bir imana yani hanifliğe davet etmişlerdir. Dolayısıyla bu davete uyan ve gizli-açık her türlü şirkten kaçınan tüm müslümanlar da Haniftirler.

Hz. Muhammed de diğer elçiler gibi başhaniftir, şirksiz bir şekilde iman eden tüm müslümanlar da insanlar içinde Hz. İbrahim'in Hanif tarzına en yakın olanlardır.

Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın olanları, elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir. (Ali İmran Suresi 68)

Haniflik Müslümanlığın en temel ögesidir.

Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar)" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O! (HAC SURESİ / 78)

Öz benligini beyinsizliğe itenden baska kim, Ibrahim'in milletinden yüz çevirir? Yemin olsun ki biz onu dünyada seçip yüceltmistik. Ve o, âhirette de barış ve iyilik sevenlerden biri olacaktir elbette...
Rabbi ona, "Müslüman olup bana teslim ol!" dediğinde o şu cevabı vermişti: "Teslim oldum âlemlerin Rabbi'ne!"
İbrahim de oğullarina şunu vasiyet etti, Yakub da: "Ogullarim! Allah sizin için bu dini seçmiştir. O halde ancak müslümanlar olarak can verin."
(Bakara 130-132)

İşte bu, İslam milleti bir tek millet olarak sizin milletinizdir. Rabbiniz de yalnız Benim; onun için hep Bana kulluk edin! (Enbiya Suresi 92)

Üstteki ayetlerden anlaşıldığı gibi Hz. İbrahim'i Allah müslüman olarak vasfediyor. Ayrıca Hz. İbrahim de 'ancak müslümanlar olarak can verin' şeklinde bir vasiyette bulunuyor. Demekki haniflik müslümanlık içinde bir vasıf, bir özelliktir. Müslümanlığın temelidir. Nasılki Mücahid, Muvahhid, Muhsin gibi terimler Müslümanlık içi güzel sıfatlarsa Haniflik de böyle bir sıfattır. Enbiya Suresindeki ayetten de aslında bir tek Millet olduğunu, bununda 'İslam Milleti' olduğunu anlıyoruz. Hz. ibrahim üç semavi din için ortak ata olduğundan dolayı 'İbrahim Milletine uyun' şeklinde özel bir vurgulama vardır. Yoksa Haniflik Müslümanlık üstü veya dışı bir din falan değildir. 'İslam Dini ile yetinmeyin Hanif Dine gelin' şeklindeki yaklaşımlar çarpıtmadan ve laf ebeliğinden başka bir şey değildir.

Haniflik ve Hz. İbrahim hakkındaki ayetleri bir bütün olarak değerlendirdiğimizde Hanif Millet/Din teriminin HANİF TARZ/TAVIR olarak kullanıldığını görürüz.

Hz. İbrahime en yakın olanlar müslümanlardır

İbrahim Peygamber neye uymakla emrolundu ise diğer tüm Resuller de aynı şeye uymakla emrolundular. Hepsi hanif olmakla yani müşrik olmamakla emrolundu ve insanları buna davet ettiler. Bu gerçek Bakara Suresinde şöyle açıklanmaktadır:

"Yahudi yahut Hiristiyan olun ki dogruya kılavuzlanasiniz." dediler. De ki: "Hayır, öyle degil. Şirk ve yozlaşmadan uzak bir biçimde, Ibrahim milletinden olalım. O, şirke bulaşanlardan değildi."

Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayiz. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."

Eger onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa, hiç kuşkusuz, iyiyi ve güzeli bulmuş olurlar; eğer sırt dönerlerse artık onlar parçalanmıs olurlar. Onlara karşı sana Allah yeter. En iyi işiten, en güzel bilendir O. (BAKARA SURESİ / 135-137)

Bu ayetlerde ayrıca Yahudi ve Hristiyanlara çağrı var. Şirke sapmış ve yozlaşmaya uğramış inançlarını bir kenara bırakarak Hz. ibrahim gibi Hanif olmaya davet ediliyorlar. Haniflik terimi ortak ata Hz. İbrahimin şahsında Musevilik, Hristiyanlık ve Müslümanlık arasındaki ortak kavramdır. Ve Bu ortak kavram etrafında bu semavi din sahipleri birleşmedirler. Aynı ayetlerde Allah 'sizin gibi inanırlarsa' diyerek gerçek müslümanların zaten Hz. ibrahimin Hanif Milletinden olduğunu belirtmektedir.

http://www.hanifdostlar.net/hanifnet/hanifliknedir/hanifliknedir.html